Yeni hatıralar var, senli ya da sensiz
Çizgiler, resimler, şekiller, yan yana anlamlı ya da anlamsız,
Kanayan yaralar,
içinde ben yok, bensiz hatıralar
Koyamadığım bir kenara, içime yakarcasına bakan
Fırtınalı, denizsiz
Arka sokaklara bakan
Benim hatıralarım yeni, benim hatıralarım senli
Teni okşayan, fırtınası olmayan rüzgar misali
Sonra bir de hatırlaması var, sanki unutulur da:
Acı,
O kadar yeni ki daha yaşanmasına anlar var
O kadar eski ki daha yaşlanmasına zaman var
Kim garanti edecek herkese aynı geldiğini?
Kim bilecek ya da benim kadar seni…
Niye var hatıralar, neyi hatırlatırlar?
Gideni mi yoksa kalanı mı?
Seni mi yoksa beni mi bana anlatırlar
Kaç hatıra bilirim ben, senli ya da sensiz, bensiz
Ben hiç olmadım zaten, hatırda kalan bölümlerinde
Sadece unutulan yerlerinde
Eskileri beni yaralar, yeni hatıralar var.
Kahve,
Mola verdim hatıralara, kahve hatırına
Hani bizde kırk yıl, sizde nescafe, hatırı bile yeni
Aşiyan,
Bir yürüyüş iki erguvan arası ve gece, kenarlarda
Kayan ışık, sarhoşça, yoksa bakışlar mı yorgun
Köprüler kendi aleminde birbirine el sallayarak, şenlikteler
Su, boğazda inadına sakin, durgun,
Kelimeler dilimde salma seyif, sırası bozgun…
Bir el ele geçenler var
Bir de içimden geçenler, anlık hatıralar,
Ne şimdi ne de bir başka zaman hatırlanalar
Gece,
gidelim buralardan da bir görsünler
Hatıralar kimi hatırlar
Yazılmamış, anılmamış, belki hiç yaşanmamış hatıralar
Belki yaşanmaya gebe
Düşümde uzun uzun her gece
Dilimde düğüm düğüm her hece
Kelime,
Hoşça kal
_________________________________________
Erdoğan KARA